25 Temmuz 2009 Cumartesi

"Açıyorum barı, her şey hazır..."


Evet, “Her Şey Çok Güzel Olacak” başlıktaki cümle üzerine kurulu. Cem Yılmaz’ın sinema kariyerindeki ilk fimi olan “Her Şey Çok Güzel Olacak”, tam bir kaybeden hikâyesi. Bunun yanı sıra, parçalanmış bir ailenin ve birbirlerine sevgilerini gösteremeyen iki kardeşin konu edildiği bir film “Her Şey Çok Güzel Olacak”. Hikâye kısaca şöyle: Bir kavga sonucu ayrılıp bir kavga sonucu birbirlerini bulan Altan Çamlı (Cem Yılmaz) ve Nuri Çamlı (Mazhar Alanson) isimli kardeşlerden Altan’ın bar açma sevdası yüzünden Bodrum yollarına düşmesi. Tabii, bu yolculukta Nuri de yerini alıyor ve olaylar gelişiyor. Altan’ın ağabeyi Nuri’nin çalıştığı ecza deposundan –Altan’ın ifadesiyle- “kafa bulduran” ilaçları çalarak Bodrum’daki mafya elemanına satması ve İstanbul’a geri dönmeleri filmin temel direği.

Üçkâğıtçı Cem Yılmaz!

Kendisi öyle olduğunu kabul etmese de, üçkâğıtçı Altan, girdiği hiçbir işte tutunamayan (Örneğin, “tekne tutuyor” deyip tekne işini bırakmış!) tam bir “anasının gözü” denebilecek bir karakter. “Anasının gözü olma” durumu, tabii ki eşi Ayla’ya (Ceyda Düvenci) sökmüyor. Buna karşılık ağabeyi Nuri de kendi halinde, sakin bir ilaç dağıtıcısı (“İlaç” dediysek, uyuşturucu değil! İşi ecza deposunda günlük olarak dağıtıma çıkarak ilgili yerlere ilaç vermek). Bu sakin adamın en büyük merakı ise hız manyağı spor otomobiller!

Diğer oyunculuklara gelince, Altan ve Nuri’nin huysuz babası rolünde rahmetli Selim Naşit Özcan, kelimenin tam anlamıyla döktürüyor. Çocuklarını sevmekle birlikte bunu pek göstermiyor ve çocuklarıyla her görüştüğünde küfürlerle fırçalıyor. Altan’ın karısını canlandıran Ayla da (Ceyda Düvenci) rolünün hakkını veriyor. Bodrum’daki mafya elemanı Nusret de (Mustafa Uzunyılmaz) üzerine düşeni yapıyor ve esere katkıda bulunuyor.

Ömer Vargı’nın yönetmenliğe parlak girişi

“Her Şey Çok Güzel Olacak” Cem Yılmaz’ın ilk filmi olmasının yanı sıra sinema kariyerine 1974’te Şerif Gören’in asistanı olarak başlayan Ömer Vargı’nın da yönetmenliğini üstlendiği ilk yapıt. Daha sonra “İnşaat” (2003) ve “Kabadayı”yı (2007) çeken Vargı, “Her Şey Çok Güzel Olacak” ile yönetmenliğe sağlam bir başlangıç yapıyor.

Bir de filmdeki klişe ve orijinalliklere değinmek gerek: Bizim Türkler olarak çok sevdiğimiz, “Bu yabancılarda hiç kıskanma yok abi, kocasının yanında karısına git, sırnaş!” klişesi burada da karşımıza çıkıyor. İkinci ise karının kocasını, kocasının en yakın arkadaşıyla aldatması. Buna karşılık, finalde sote edilen çiçekler sahnesi bir başka güzel. Yine sonlara doğru ceketteki paraların yanması da özgün bir buluş olarak dikkat çekiyor. Bir de, Avrupa Yakası'nda Kubilay ve Gülenay Abi rolleriyle tanınan Vural Çelik (barda turist kız tavlamaya çalışan acemi çapkını oynuyor) ile Nurgül Yeşilçay'ın da (hastanedeki hemşireyi canlandırıyor) sinemadaki ilk performansları olduğunu belirtelim.

Sonuç? “Her Şey Çok Güzel Olacak” konusu, Sadri Alışık bıyıklı Cem Yılmaz’ı, kendi halindeki Mazhar Alanson’u, küfürbaz babası, başarıyla oynanmış yan karakterleri, klişe ve özgün yönleri, ve Mazhar Alanson'un güzel müzikleriyle sinema tarihimizdeki ayrıcalıklı yerini alıyor. TV’de rastlar veya DVD’sini görürseniz kaçırmayın, üzülebilirsiniz.
HER ŞEY ÇOK GÜZEL OLACAK
Yönetmen: Ömer Vargı
Senaryo: Ömer Vargı, Cem Yılmaz, Hakan Haksun
Görüntü Yönetmeni: Garry Turnbull
Müzik: Mazhar Alanson
Oyuncular: Cem Yılmaz (Altan Çamlı), Mazhar Alanson (Nuri Çamlı), Ceyda Düvenci (Ayla Çamlı), Selim Naşit Özcan (Cevat Çamlı), Mustafa Uzunyılmaz (Nusret)
Süre: 105 dk.
Yapım yılı - ülkesi: 1997 - Türkiye

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder